5 Aralık 2020 Cumartesi

Salondaki En Kötü Koltuk

 Telefonun ucunda Aydan Abi'nin sesi vardı. Onun kendine has argo tabirlerine artık alıştığımı düşünüyordum, yine de duyduğum soru karşısında vücudumu soğuk bir ter basmıştı.

"Anamın sesi geliyor mu?"

"Nasıl?Anlamadım Aydan Abi?"

"Anamın, diyorum, sesi oraya kadar geliyor mu? Merak ettim sadece. Sen mışıl mışıl uyurken, burada anamı sikiyorlar ve kadıncağız avazı çıktığı kadar bağırıyor. Çiftehavuzlar'dan duyabiliyor musun, onu sormak için rahatsız etmiştim."


...

Hakemleri gören Aydan Abi, ısınma sırasında yanıma geldi ve, "Korunuyorsun, değil mi?" diye sorduç Ona her zamanki gibi boş gözlerle baktığımı görünce, şöyle tamamladı: "Bu ortamda bu hakemler birazdan s.kişe başlarlar, ondan diyorum. Korunmasız olma!"


...


... sigarasını iki parmağıyla lacivert paketinden çıkardı ve yaktı. Bombanın piminin çekildiğini görmüştüm artık, oturduğum yerde diken üstündeydim.

"Semih Abi, bilirsin, ben de babam gibi seni çok severim. Ama bir baksana bana. Bende çıplak g.tle, kalkmış s.k üzerine gidecek yüz var mı?"


...


İsmet Abi mikrofonu adamın burnuna kadar uzatmıştı ve, "I am Turkish television!" diyerek, yine hiç kimsenin davetini beklemeden içeri girdi.

"Ben Türk televizyonuyum."

İsmet Abi'nin ona her kapıyı açacağına inandığı üç sihirli sözcük... Bu sözcükleri ondan o kadar çok duydum ki...


                                                                                Salondaki En Kötü Koltuk- Murat Murathanoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder