6 Aralık 2020 Pazar

Rüya- 2014?

 Dağın zirvesine arabasıyla tırmanıyordu. Ölmeye gidiyordu ama "niye"sini hatırlamıyordu. İntihar mı edecekti? Nereden geldiğini de hatırlamıyordu. Kardeşiyle değildi. Annesinin yanındayken mi vermişti bu kararı? Hatırlamıyordu.

Tek şerit gidiş tek şerit geliş, dar, tehlikeli bir yoldu. Sık sık karşı şeride geçti yol boyunca, vızır vızır arabalar geçti yanından hep, zirvedeydi ama yol düz devam ediyordu. Etraf ağaçlıktı, güneş veya aşağısı görünmüyordu. Bir ışık gördü, arabasının dışında bir adım daha attı ve birden gözleri kamaştı. Güneş ve sonsuzluğa benzer manzara, çok aşağılarda şehirler, belki deniz, dağlar, en güzel göründüğü ışıkta karşısındaydı. O şaşkınlık anında durdu. Ve arkasından bir araba- hızlı olmayan bir şekilde- çarptı ve o, kendi arabasının üzerinden sağ tarafa doğru fırladı ve uçurumdan aşağı süzülmeye başladı. "Sonunda," diye düşündü, korkmuyordu, buraya zaten bunun için gelmişti. Tat almaya çalıştı düşüşten. Bağıracaktı ama öylesine güzel bir düşüş oluyordu ki bozmak istemedi. Yapmak zorunda mıydım diye düşündü. Babasından, annesinden, kardeşinden özür diledi. Şehrin içinde yollar, yeşillikler içinde bir yere çarpacağı an "goodbye cruel world" sözü aklına geldi.

Uyandığında bir hastanede ayakta duruyordu. Yüzü yara bere içindeydi. Karşısında annesini görüyordu, ama annesi onu tanıyormuş gibi görünmüyordu. "Geçmiş olsun," dedi. O da annesinin tanımama oyununa uyarak; "Sağ ol, tanıdığınız doktor var mı?" diye sordu. Nedenini bilmiyordu ama bu seçiminden dolayı artık yolları bir daha kesişmeyecekti sanki ailesiyle, kesişmemeliydi. Belki de araya o yüzden böyle bir resmiyet girmişti. Gitmek üzereydi annesi, bir daha gelecek miydi? Doktoru sormasına şaşırdı kadın, "acaba hatırlıyor mu" diye düşündü. Tuhaf bir soru sorduğunu anlayan çocuk bir şeyler geveledi. "Sizi bırakayım mı?" diye sordu sonra. Tekrar yakınlaşmaya çalışıyordu. "Olduğu gün öyle yapmıştın ya?" Kadın, "Ben annen değilim" dedi. "Annen Fatma Kamalı öldü, ben onun kardeşiyim. Hoşçakalın."

Çocuk odasına döndü. Yatakta, yüzü yara bere içinde kardeşi yatıyordu. Sol gözünün solundaki su çiçeği izi çarptı gözüne. Uyandırdı kardeşini. "Sana ne oldu peki?" "Bilmiyorum" dedi kardeşi. "Yatalım mı?" Kabul etmeyecekti önce ama yatağın sıcaklığını görünce biraz yatmalarının iyi olacağını düşündü. Yattı. Olay hakkında ne hissediyodu? Geri dönüşü olmayan şeylere yol açtığı için hala biraz huzursuzdu galiba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder