25 Temmuz 2025 Cuma

Bir Musibet

     İnsan, ya da ben, geç anlıyor bazı şeyleri. Çok gecikmiş pişmanlıklar yaşıyorum hayal meyal hatırladığım birçok konuda. Merve'yi bitirdik. Bugünkü halimde seneler öncesinin Merve'sini görüyorum. Şimdiki Gürsel -mesela- da o zamanlarki ben. Ona film izleyelim mi diye sorduğumuz, hayır deyince saydığımız, sövdüğümüz günler geliyor aklıma. Hem sorup hem de olumsuz cevap alınca say, söv ha... Pöh. Ne kadar dandik bir hareket. Bugün de aynısını bana yapıyorlar işte. Sormuş olmak için soruyorlar. Güç bulabilirsem inadına olumsuz cevap verip duruyorum. Soru değil çünkü bunlar. "Bak işte sana da söylüyoruz ha", "Sonra haberim yoktu deme, hoca gelince geri çekilme". Biz de o dönemler Merve'ye bundan soruyorduk. Yoksa isteyip istemediği hiç umurumuzda değildi. Bir insanı yok saymak, duygularının olmadığını düşünmek... Ne kadar büyük, pis bir şeymiş ne kadar... Şimdi o kız okula gelmiyor. Dondurdu herhalde. Veya bıraktı. Ne halde bilmiyoruz. Hala aramıyorum.

    Sonra sen senelerdir o kadar insanla dalga geç müthiş bir empati yoksunluğuyla. Şimdi senle dalga geçilince ne hissedeceğini bileme. Yok güvenmiştim, yok ben ciddiydim, onlar alaya almış. E sen nasıl birisin ki utanmadan insanlardan başka şey bekliyorsun. Neyse... O günlerde yaptığım dalga geçme eylemi de çok yanlışmış. Farklı olanla dalga geç. Herkes aynı olsun. Ve buna arkadaşlık diyelim. Yanlışmış çok ama pişman da değilim bir yandan. Bilmiyordum. Bilebilir miydim? Bilemezmişim demek ki ki bilememişim. Kim bilir kaç çocuğun özgürce bir şeyler yapma gücünü aldım ellerinden. Kimisi yapabildi sonradan, kimisi yapamıyor hala belki. Ama ne olursa olsun kişiliklerinin oluşmasında şimdi bakınca çok kötü hissettiğim etkilerim oldu mutlaka.

                                                                                                        25.3.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder